Diller, sözcükler, ifade biçimleri...
Niçin böyleler?
Daha farklı olamazlar mıydı?
Aklımın ucundan geçmeyen sorulara muhatap olmak: Okulsuz öğrenime hoşgeldiniz :)
Diller nasıl oluştu anne?
Mesela 'bilgi'ye neden bilgi diyoruz?
Ve sonra da 'bilgisayar' diyoruz?
Kelimeler nasıl oluşur?
Ve insan nasıl konuşur?
Sadece dinliyorum bazen. Ki cevaplarımı da merak etmiyor aslında.
O sorularını çoğaltmak için benimle sohbet ediyor daha çok.
Ve kendi teorilerini kurmak için.
Uzun kış geceleri okulsuz öğrenimde çokça işe yarıyor: felsefe yapmak için :)
Dile dair düşüncesini böyle açıkladı bir gün:
-Anne, geceye neden gece diyoruz?
-Efendim?
-Yani gece ile akşam ayrı şeyler mi?
-Güneş batınca oluşan ilk karanlığa akşam diyorum, daha koyulaşınca da gece diyoruz, dedim.
-Tamam da geceye neden ge-ce, akşama da neden akkk-şamm diyoruz?
-Nasıl yani (içses: giderek zorlaşıyor bu iş :)
-Yani bak anlatayım: Ge-ce (vurgulu söylüyor), bak ne kadar ince söyleniyor.
Akk-şam (daha vurgulu) bak bu da ne kadar kalın. Bence geceye akşam denmeliydi. Daha koyu karanlıksa, daha kalın sesli olan o olmalı. Yani geceye akşam, akşama da gece demeliyiz bence.
-?!
-Akk-şammm (kendi kendine tekrar ederek), yani kalın. Karanlık geceyi daha anlamsatıyor.
-?! (Anlamsatıyor? Devreler yandı, ben iptal :)
İnce sesli-kalın sesli, hangi sınıfın dilbilgisi konusuydu o?
Şimdilerde sözcükler ilgisini çekiyor. Evdeki Türk dili sözlüğünden sayfa seçip kelimeleri okutturuyor bana. Kulağına ahenkli geleni dinleyip, komik gelene gülüyor.
Annesinin birçoğunu bilememesine hayret ediyor.
'Nasıl olur?
Bilmediğin kelimeler de mi var senin?'
Ah çocuğum daha bilmediği neler var annenin,
bir tanesini daha diyeyim;
Bu yolculuğun sonu nereye varır bilememekteyim,
Ancak düşünmeye, kendi varsayımlarını oluşturmaya, bolca vakit bulabildiğin kesin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder