3 Ocak 2019 Perşembe

Mutfakta Matematik

En ilginç sohbetler hep mutfak sofrasında yapılıyor.
Bir elimde kepçe, çocukların sorularına yetişmeye çalışırken.
'Bana kendiliğinden öğrenmenin portresini çizer misin' deseler hani, mutfak resmi çizeceğim, o kadar :)

Yine böylesi bir sohbet sırasında 36*36'yı sordu 9.5 yaş'ım.
-ohoo, kafadan çarpamam ben onu, hesap makinesi lazım dedim.
-30 kere 30 kaç eder peki, dedi.
-3 kere 3, 9. Yanına da iki sıfır koyarsak 900 eder, dedim.
-6 kere 6 da 36 olduğuna göre, cevap 936 olmalı, diye nokta atışı yaptı.
Anlamadım neden bahsettiğini bir an.
-Efendim? dedim.
-36 kere 36 yani, 936 olmalı diyorum.
Ama bi dakka, şey hesap makinesi getirecektik daha derken içses, bir ampul yandı kafamda.
Çarpmanın dağılma özelliğini keşfetmiş çocuk!
Nasıl mı?

36*36 değil mi sorumuz?
(30+6)*(30+6) olarak hayal etmiş soruyu evladımız, ki bu doğru.
Sonra da dağıtarak çarpmış zihninden.
(30*30)+(6*6)'ya eşittir demiş, sonuç.
Cebirin mantığına giriş bu!

Evet (30*6)+(6*30) kısmını eklemesi gerektiğini bilememiş elbet.
Hesap makinesini getirdi, sonuç 1296 çıkınca şaşırdı. nasıl olur? Aradaki farka baktık 360.
Neden oluştu bu fark?
O bunun cevabını düşünedursun, ben hem pratik düşünme tarzına hem de fark etmeden cebirin temellerini atmasına şaşkınlıkla bakakaldım.

Seyirnameye not düşmek kaldı geriye;
Matematik felsefesi matematiğin neresinde? Yoksa aritmetik hesaplamalar mıdır matematik dediğimiz şey sadece?
3. sınıf yaşında bile hazır olabilir mi bir çocuk 7. sınıf cebir mantığına?
Kim demiş belli konular ancak belli yaşlarda öğrenilir diye?
Öğrenme lineer değil, asitmetrik mi yoksa?

Belli ki, sebebi blog bunun canlı kanıtı olmakta...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder