-A de bakayım
-AAAA!
-Bi de Y de
-YYYY!
-Şimdi bi de I
-IIII!
-Oku bakayım
-AYI!
-Oku bakayım
-AYI!…
Şimdilerde evin popüler şarkısı. Şimdi 6 yaş olan ortancamın okuma yolculuğunun başlangıcı.
Tekrar tekrar tekrar, bitmez tükenmez bir tekrar zinciri,
sanıyorum bu öğrenme yolunun en bariz göstergesi.
-Bir elmanın üstüne bir elma daha kaç eder anne?
-Kaç eder?
-İkiii. Peki 2 tane 3 elma kaç eder?
-Efendim?
-2 tane 3, 6 eder anne.
Efendim? toplama mı dediniz? yoksa çarpma mı?
Söyleyin nasıl yapılanıyor bilgi?
Kim koymuş önce hangisi sonra hangisi?
Edebiyat karıştırmayım da matematiğe hadi ben,
ama ya çocuklarım, romanlarla matematik öğrenen.
--------
Vee 1 yaş bebeğim, o geri kalır mı :)
Elinde hesap makinesi kulağına dayamış geziyor. Telefonu taklit ederek… En çok eline aldığı bir başka şey ise kitaplar. Hayır bebe kitapları değil, bizim okuduğumuz türden çok sayfalı kitaplar. Onları eline alıp sayfaları narin parmaklarıyla büyük bir dikkatle çevirmesi…
Bir yerden okumuştum bu yaşlardaki çocukların elindeki işe dikkati, bir profesörün araştırmasına olan dikkatine benzer diyordu. Dikkatle bakınca ne kadar da doğru.
İşini büyük bir ciddiyetle ele almış, zaman sanki o an durmuş. Tam bir yoğunluk hali.
Bu an sekteye uğramadığında, sonrasında tam bir huzur ile gülümsemesi…
Hayat, insan yavrusununkine tanık oldukça ne kadar farklı açılar kazandırıyor.
Düşünmeden edemiyorum…